Bizlik Şeyler

Amerika’nın İlk Müslümanları: Afrikalı Müslüman Kölelerin Dramı

Amerika’nın ilk Müslümanları, köle ticaretiyle insani olmayan şartlar altında Amerika’ya getirilen Afrikalı kölelerdi. Ama yaşadıkları zor koşullar altında kimi dinini gizlemek durumunda kaldı, kimi de dininden oldu. Feyza Kocagöz, Amerika’nın ilk müslümanları hakkında yazdı.

first american slvaes
Amerika’ya gemilerle getirilen siyahi köleler. (Fotoğraf: face2faceafrica.com)

16. yüzyılda başlayıp yaklaşık 300 yıl boyunca süren Atlantik Köle Ticareti, milyonlarca insanın hayatını bir anda tümüyle değiştirirken aynı zamanda okyanus ötesinde, Amerika kıtasında İslam’ın ilk tohumlarının atılmasının da başlangıcı olmuştur. Gemilerle Batı Afrika topraklarından kıtaya taşınan 12 milyon kölenin %10-15’inin Müslüman olduğu tahmin edilmektedir. Haklarında yazılan hatıralar ve biyografiler incelendikçe bu Müslüman Afrikalı kölelerin önemli bir kısmının oldukça eğitimli ve entelektüel seviyelerinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır.

Kaynaklarda Müslüman kölelerin fiziki özellikleri ve davranışları tasvir edilirken onların genelde diğer Afrikalı siyahi kölelerden farklı oldukları vurgulanmakta ve öne çıkan özellikleri anlatılmaktadır. Aslında Müslüman köleler de hem beyaz Hristiyanlardan hem de Müslüman olmayan Afrikalılardan üstün olduklarının bilincinde görünmektedirler. Bu tutumun farklı sebepleri olabilir. İlk olarak o dönemlerde Afrika’da Müslüman ve pagan gruplar arasında çatışmaların yaşandığı ve bazı Müslüman kölelerin Amerika’ya getirilmeden önce köle sahibi konumunda oldukları unutulmamalıdır. Diğer yandan, Hristiyan efendileri tarafından aşağılayıcı ve kötü muameleye maruz kalan Müslümanlar, yaşadıkları zor duruma psikolojik olarak katlanabilmek adına kendi inançlarının bu insanların dininden daha üstün olduğunu ifade etme ihtiyacı hissetmiş olabilirler.

Köleler hakkında yazılan hatıraların neredeyse tamamının kölelerin kendileri tarafından değil de dışarıdan gözlemciler tarafından yazılması, onların gerçek düşünce ve duygu dünyalarını anlamayı zorlaştırmakta ve bazı bilgilerin yorum seviyesinde kalmasına sebep olmaktadır. Mesela kaynaklarda Müslüman kölelerin çoğunun bir süre sonra Hristiyan inancına geçtiği ifade edilmektedir. Din değiştirip, en azından değiştirmiş görünüp, Afrika’da insanlara Hristiyanlığı yayma teminatı vermek bazen bu insanlar için vatanlarına geri dönmelerinin tek yolu gibi görünmüştür. Fakat bu inanç değişikliğinin içsel anlamda ne denli benimsenip benimsenmediği yine zihinlerde soru işareti olarak kalmaktadır.

Müslüman kölelerin zorla getirilip çalıştırıldıkları yerlerde dini inanç ve pratiklerini ne derece koruyup uygulayabildikleri hem önceki dini arka planlarına hem de emrine verildikleri efendilerinin tutumuna göre değişebilmektedir.  Bir diğer ifadeyle, Müslüman kölelerin dini tecrübe ve yaşayışları birbirinden oldukça farklılaşmaktadır. Bazı kölelerin imkanları ölçüsünde belirli vakitlerde ibadet ettiklerine dair aktarımlar yapılsa da zamanla dini anlatım ve davranışların Hristiyanlığa dair bazı motifleri de içermeye başladığı, ikinci ve üçüncü nesillerde ise İslam’la bağın neredeyse tamamen koptuğu görülmektedir. Bu noktada kölelere yönelik misyonerlik faaliyetlerinin de etkisi göz ardı edilmemelidir.

“Ey Şeyh Hunter!
Hayatımı yazamam, çünkü ben hem kendi dilimin hem de Arapçanın çoğunu unuttum… Kardeşlerim, Allah için beni kınamayın!”*
Ömer b. Said

Bu farklı yaşanmışlıklardan bir kesit sunmak istenirse öncelikle Ömer ibn Said’den omar bin saidbahsetmek gerekir. Çünkü Ömer bir köle tarafından Arapça yazılmış olan ve günümüzde bilinen tek otobiyografinin sahibidir. Yaşam öyküsünü bu dilde kaleme almasından da anlaşılacağı üzere Arapçayı oldukça iyi derecede bilmektedir, ayrıca Amerika’ya getirilmeden önce ülkesinde uzun yıllar önemli alimlerden İslami İlimler alanında pek çok ders aldığını kaydetmektedir. (Ömer b. Said’in otobiyografisinden bir kesitin İngilizce tercümesi için tıklayınız.)

mahammed-ali-ben-said.jpgBir diğer önemli isim Bilali Muhammed tarafından yazılan 13 sayfalık Arapça el yazmasının uzun yıllar günlüğü olduğu düşünülse de sonrasında yapılan ilmi incelemeler sonucunda, aslında yazmanın Ibn Ebu Zeyd el-Kayrevani’nin 900’lerde yazdığı ünlü bir fıkıh eserinden bölümler içerdiği anlaşılmıştır. Bilali Muhammed’in yazması aynı zamanda Amerika’da kaleme alınan ilk İslami metin olarak kabul edilmektedir.

Tarihin en karanlık dönemlerinden biri olarak kabul edilebilecek Atlantik Köle Ticareti Amerika’da İslam’ın tarihinin de bir şekilde başlangıcı olmuştur. Her ne kadar Amerika’nın ilk Müslümanlarının dini hayatlarının ayrıntılarına ulaşmak kolay olmasa da bu alanda yapılan çalışmaların sayısında bir artış görülmektedir. Sonuç olarak, Afrikalı Müslüman kölelerin varlığı ve hikayeleri Amerika’da yaşayan Müslümanların ülkeyle olan bağını güçlendirmekte ve “Biz en baştan beri buradaydık” söylemini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.

*Ömer b. Said’in otobiyografisinin Türkçe baskısından.

Ekler:

Ömer b. Said’in otobiyografisinin Türkçe Tercümesi, Arapça aslı ve İngilizce tercümesiyle birlikte geçtiğimiz aylarda Temmuz Kitap’tan çıktı:

Hayatım - Ömer b. Said Otobiyografi Türkçe.jpg

Ömer b. Said’in otobiyografinin el yazması hakkında: https://www.loc.gov/collections/omar-ibn-said-collection/about-this-collection/

Ömer b. Said’in hayatı hakkında kısa bir video: https://www.youtube.com/watch?v=5rTQ4bQATwE

Bazı öne çıkan Amerikalı Müslümanlar hakkında bilgi edinilebilecek bir site: http://www.muslimsofusa.com

 

Ayrıntılı bilgi ve ileri okumalar için şu kitaplar tavsiye edilebilir:

 

Kaynak

Ghaneabassiri, Kambiz. A History of Islam in America. New York: Cambridge University Press, 2010.

 *Feyza Kocagöz yazdı.

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: