Genel

“Hadis usulünü, hadis tarihini, hadis kavramlarını çok iyi bilmeniz gerekiyor ki, ‘hadis’ ifadesini ‘tradition’ diye tercüme etmeyesiniz.”

Hadis alanına yönelecek birinin Arapça kadar İngilizceye de yönelmesi ve ehemmiyet vermesi gerekir mi?

Bizde asıl Arapçadır, İngilizce yazılan tüm hadis eserleri 1500 tanedir ve buradan hareketle bir ilim oluşmaz. Oluşmuş bir ilimle ilgili yeni neler söylenmiş diye bakarsınız. Şimdi şöyle söyleyeyim, hiç Arapça bilmeden sadece İngilizce ile hadis olur mu derseniz, olmaz derim. Bizim asıl kaynaklarımız Arapçadır. İngilizce yazanların da Almanca yazanların da ana kaynağı Arapçadır. Dolayısıyla Arapça bilmeden Temel İslam Bilimleri olmaz.

Arapçayı iyi bildikten sonra yanında bir Batı dili iki Batı dili, bu ne olur? Biz mesela hiç Batı dili bilmesek hadis öğrenir miyiz, öğreniriz, çünkü kaynaklarımız Arapça. Onun için Batı dilinde yazılanları herkesin okuması gerekir mi? Bu alana ilgili birkaç kişinin farz-ı kifâye cinsinden yapması yeterlidir, onun yazdıklarından başkaları da istifade edebilir. Siz hem Arapçayı hem İngilizceyi iyi bilirseniz, iki şey yapabilirsiniz: Birincisi, bir oryantalistin çalışmalarını daha iyi anlama imkânınız doğar. Ama bunu Arapça bilmeden yapıyorsanız olmaz, bir defa kendi alanımızdaki temel kaynaklarımızı çok iyi bilmemiz lazım. Mesela bir iki arkadaş yüksek lisansta oryantalizm-hadis ilişkisini çalışmak istedi, kabul etmedim. Oryantalizm-hadis ilişkisi doktoradan sonra olmalı, çünkü daha kendi geleneğinize, kaynaklarınıza, usulünüze, tarihinize, kavramlarınıza hâkim değilsiniz.

O zaman şöyle dememiz lazım: Dil açısından temel şart İngilizce değil, Arapçadır. İngilizce de olursa iyi olur, eğer iyi bir altyapınız olursa, oryantalistlerle ilgili Türkçe yazılmış çalışmaları Batı dillerine tercüme edersiniz, bu, Batılılar açısından bir katkıdır. Batılılar bizim ne söylemiş olduğumuzu öğrenmiş olurlar.

Bakınız Arapçada da İngilizcede de metni biz okur anlarız, ama “Arapça yaz” dediğiniz zaman bu bizi daha çok zorlar. Yapamaz mıyız? Yaparız, ama çok vakit ayırmamız gerekir, biz biraz ondan kaçarız. İngilizce metni ben okuyup anlayabilirim ama “İngilizce yaz” dediğin zaman daha çok zaman ayırmam gerekir. Oysa İngilizcesi çok iyi olan bir arkadaş benim bir saatte yaptığım işi beş dakikada yapacaktır, bu bir zaman kazancıdır. Yani bunu yapabilirsiniz ve bu da çok büyük bir katkıdır. Mesela Temel İslam Bilimlerinden fıkha giriş, hadise giriş gibi kitap talep ettiler Almanya’dan. Biz bunları yazdık, şimdi Almanya’da onu farklı dillere tercüme ediyorlar, böyle bir şeye ihtiyaç var. Batı’nın Doğu’daki -özellikle Türkiye’deki- bilgi birikiminkinden istifade etmesi gerekir. Bunu yapmanız için de altyapınızın çok güçlü olması gerek. Yani Arapça bilginiz yeterli değil diyelim; o halde hadis usulünü, hadis tarihini, hadis kavramlarını çok iyi bilmeniz gerekiyor ki, “hadis” ifadesini tradition diye tercüme etmeyesiniz mesela. Ya da medârı, müşterek râvi diye tercüme etmeyesiniz, değil mi? Çünkü arada fark var. İngilizce tabi ki önemli, ama şart değil.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: