Lisans eğitimi sonrasında akademik hayatın ilk durağı yüksek lisanstır. Bu seviyedeki bir talebenin, akademik anlamdaki ilk ciddi çalışması olarak da yüksek lisans tezi kabul edilir. İlim tahsili için yola çıkan bir kimsenin zihnindeki soruların peşinde koşmasıyla başlayan bu süreç akabinde literatürün keşfi ve danışman hocanın yönlendirmesiyle farklı mecralara akabilir. Bu süreçte edindikleri tecrübeleri ve karşılaştıkları problemleri mezunlarımıza sorduk.
Hatice Kübra Baktemur bizler için anlattı.
1. Tezinizden bahsedebilir misiniz?
Yüksek lisansımı geçtiğimiz sene (2020) Marmara Üniversitesi’nde “Modern Dönem Yahudilikte III. Mabet Hareketi: Mabet Enstitüsü Örneği” başlıklı tezimle Dinler Tarihi alanında tamamladım. Tezimi Yahudi geleneği içerisinde Kudüs’ün kutsiyetinin bir sonucu olarak ortaya çıkıp akademik çevrelerce “III. Mabet Hareketi” olarak adlandırılan mesihî karakterli bir hareket üzerine yazdım. Günümüzde Kudüs’te ortaya çıkan siyasi krizlerde önemli bir pay sahibi olan ve Mescid-i Aksa’nın üzerinde bulunduğu Harem-i Şerif’teki İslami mirasın yok edilip yerine Süleyman Mabedi’nin yeniden inşa edilmesini hedefleyen bu hareketin teolojik altyapısını, ortaya çıkış sürecini ve genel özelliklerini aktarmaya çalıştım. Şemsiye bir isim olan III. Mabet Hareketi’nin çatısı altında farklı amaçlar doğrultusunda çalışmalar yürüten otuzun üzerinde grubun bulunması nedeniyle de hareketin faaliyetlerini ve İsrail Yahudi toplumu üzerindeki etkisini, hareket çatısı altında bulunan en etkili grup olan Mabet Enstitüsü’nün faaliyetleri üzerinden göstermeyi hedefledim.
2. Tez konusunu nasıl belirlediniz?
Dinler Tarihi öğrencisi olduğum için tez konumu belirlerken öncelikle uzmanlaşmak istediğim dine ve bu dinle bağlantılı olarak öğrenmem gereken dile karar vermem gerekti. Yüksek lisans döneminde aldığım dersler ve katıldığım kültürel etkinlikler Yahudilikte ve dolaylı olarak İbranicede karar kılmama vesile oldu. Bu aşamada uzmanlaşmayı istediğim alan hakkında beni besleyecek bir konu arayışına girdim. Bu süreçte hem danışmanımın hem de Yahudilik hakkında çalışmalar yapan hocalarımın fikirlerini alarak düşündüğüm konuların bana katkı sağlayıp sağlamayacağından emin olmaya çalıştım. Onların yönlendirmesiyle yaptığım literatür taraması sonucunda yeterli kaynak bulduğuma inandığım zaman hem ilgimi çeken bir konu olduğu için hem de beni geliştireceğini düşündüğüm için mevcut tez konuma karar verdim. Tahmin ettiğim gibi III. Mabet Hareketi güncel bir konu olması dolayısıyla hem dini grupların yapısını anlayabilmeme hem de bu grupların dahil olduğu teolojik tartışmalar sayesinde Yahudi dini geleneği hakkındaki temel kaynaklar üzerinde fikir sahibi olmama olanak sağladı. Haklarında araştırma yaptığım grupların çalışmalarını ve sosyal medya paylaşımlarını düzenli olarak takip etmek de İbranicemi geliştirebilmemde çok yardımcı oldu.
3. Ders dönemindeyken teziniz için nasıl bir hazırlık yaptınız?
Tez konuma ders döneminin sonunda karar verdiğim için bu süreçte doğrudan hazırlık yapma imkânım olmadı. Fakat bu aşamada okul derslerine ek olarak katıldığım konferanslar, İSAM’ın Araştırmacı Yetiştirme Projesi’ndeki Dinler Tarihi grubumuzun faaliyetleri ve Marmara Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin yürüttüğü Kudüs Rehberi Yetiştirme Projesi gibi etkinlikler kendi alanıma ait literatürü genel hatlarıyla tanımamı ve ilgi alanımın oluşmasını sağladı. Böylelikle tez çalışmalarım için dolaylı yoldan büyük bir katkı sağlamış oldu.
4. Tezi yazarken nelere dikkat ettiniz?
Bu aşamada lisans döneminde yaptığım ödevlerden farklı olarak kendimi ilk defa mensubu olmadığım bir dini gelenek hakkında ciddi bir çalışmanın ortasında buldum. Konu hakkında yazılan çok fazla kaynağın ve doğal olarak da bilgi kirliliğinin bulunması işimi oldukça zor bir hale getirdi. Mevzuyu elimden geldiği kadar doğru bir şekilde ele almak için öncelikle hareketin kendi mensuplarının çalışmalarını ve faaliyetlerini büyük bir dikkatle takip etmeye çalıştım. Bu amaçla Kudüs’te bulunduğum süreç içerisinde Mabet Enstitüsü’nü ziyaret ettim ve çalışmalarını birinci el kaynaklardan öğrenmek için uğraştım. Bununla birlikte, bulabildiğim her fırsatta Türkiye’de ve yurt dışında konuyla ilgilenen uzmanlardan tez konum hakkında yapılan akademik çalışmaları sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için yardım istemeye özen gösterdim. Bana yardımcı olan hocalarım sayesinde hem motivasyonum arttı hem de araştırmalarımı umduğumdan daha hızlı bir şekilde tamamlama imkânı buldum. Yazma aşamasının ardından ise tezimi gözden geçirmeleri için arkadaşlarım ve aile üyelerimden yardım istedim. Bu da beni kendimi daha açık ve anlaşılır bir biçimde ifade etmem için zorladı.
5. Tezi yazarken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Aslında tez döneminde karşılaştığım zorluklar benim için bir tezin nasıl yazılamayacağını öğrendiğim bir süreç oldu. Bu dönemde beni en çok zorlayan durum güncel bir konu çalışmam nedeniyle her geçen gün yeni bir gelişmenin yaşanması ve dolayısıyla yeni yorumların ortaya çıkması ihtimaliydi. Mesela, hakkında bilgi verdiğim kurumlardan bir tanesinin idari yapısı ben tezin ilgili kısmını yazdıktan sonra değişti ve o kurumla ilişkilendirilen önemli bir şahsiyet oradan ayrıldı. Ayrıca, otuz yılı aşkın bir süredir üzerinde çalışılan bir proje tez savunmamdan birkaç hafta önce tamamlandı. Bu gelişmeleri son dakika fark ederek ilgili kısımları güncellemem gerekti. Sıklıkla yaşadığım bu ve benzeri durumlar beni büyük bir stresin içerisine soktu. Buna ek olarak, üniversite kütüphanelerinin veri tabanları üzerinden her kaynağa erişim sağlayamamak ve bazı konularda da bu duruma zıt bir biçimde çok fazla kaynak bulmak karşılaştığım bir diğer zorluktu. Bu dönemde salgın nedeniyle kısıtlı bir süre boyunca kütüphanelerden yararlanamamak ve yurt dışından kitap sipariş edememek beni daha da büyük çıkmaza sürükledi. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için içerisinde bulunduğum durumu anlatarak fikirlerine önem verdiğim bazı araştırmacılardan yardım istedim ve genellikle olumlu dönüşler aldım.
Bu dönemde karşılaştığım bir diğer zorluk ise salgın nedeniyle çalışma alışkanlıklarımı devam ettiremediğim için ortaya çıkan odaklanma problemiydi. Hem bu sebeple hem de İbranice eğitimime ancak tez döneminde ağırlık verme fırsatı bulabildiğim için teze uzun süren aralar vermem gerekti. Bazen detayları hatırlayabilmek için okuduğum kaynakları tekrar tekrar gözden geçirmem gerekti. Şimdi geriye dönme imkânım olsaydı aynı hatayı yapmamak için her gün tezimle ilgili yarım saatliğine bile olsa bir şeyler yaparak kendime daha düzenli ve disiplinli bir program hazırlardım. Bütün bu problemlerin üstesinden gelebilmek için o dönemde çevremdekilerden yardım istedim ve tez yazan bazı arkadaşlarımla iletişim halinde kalarak birbirimizin çalışmalarını takip edip gerektiğinde kontrol ettiğimiz sistem oluşturduk. Bu çözüm büyük ölçüde işe yaradı.
6. Kendi alanınızla ilgili yüksek lisans yapanlara ne gibi öneriler verirsiniz?
Dinler tarihi alanında çalışma yapan arkadaşlara öncelikle ilgi alanlarını belirlemelerini ve bu alanlarla ilgili çalışmalar yapan hocaların bilgi birikimlerinden istifade etme konusunda girişimde bulunmalarını tavsiye ederim. Hocalarla istişare içerisinde bulunmak ve onların tavsiyeleri doğrultusunda literatüre yönelmek işlerini oldukça kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte, Dinler Tarihi çalışan öğrenciler için İngilizce bilmek artık yeterli görülmüyor. Bu sebeple alanda ilerlemek isteyen kişilerin dinlerin birincil kaynaklarını doğrudan okuyabilmek ve çalışabilmek için gerek duyulan dili öğrenme amacıyla ders döneminde vakit kaybetmeden dil çalışmalarına ağırlık vermelerini öneririm. Ufak bir araştırma sonucunda bu dillerin öğrenilmesini teşvik eden ve bu amaçla çeşitli burslar veren kurum ve kuruluşlara rahatlıkla ulaşılabilir. Burada işin içerisine fazladan bir dil eğitimi ve dolaylı olarak ciddi bir yoğunluk girdiği için motivasyon kaybını önlemek amacıyla kişilerin kendi ilgi alanlarının peşinden gitmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Dinler Tarihi ile ilgili aktarmak istediğim ve hocalarımın da her fırsatta dile getirdiği bir diğer tavsiye ise yurt dışı tecrübesi. Ben dil eğitimimi ve ikinci yüksek lisansımı Hayfa Üniversitesi’nde sürdürme imkânı buldum. Bu süreç içerisinde yurt dışı eğitiminin düşünüldüğü kadar zor olmadığını ve özellikle de farklı bir din ve toplum çalışan bir öğrenci için her şeyin kitaplardan öğrenilemeyeceğine kanaat getireceği ufuk açıcı bir tecrübe olduğunu idrak ettim. Bu nedenle, Dinler Tarihi çalışan öğrencilerin önlerine çıkan imkânları değerlendirip, gerekirse şartları zorlayarak, çalıştıkları dinin ve kültürün mensuplarını yerinde gözlemleyebilecekleri ve bu alanda çalışmalar yapan akademisyenlerle doğrudan bağlantı kurabilecekleri fırsatlara yönelmelerini öneririm.
Değerli öğrencim Hatice Kübra BAKTEMUR’ a yapmış olduğu çalışma ve yapacağı çalışmalarda hayırlı başarılar dilerim. Bu emek ürünü çalışmanın insanlığın hayrına vesile olacağına inanıyorum.
BeğenBeğen
Teşekkürler.
BeğenBeğen