Temel İslam Ansiklopedisi (TİA), yayımladığı Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA) ile ilim dünyasına çok önemli bir katkıda bulunmuş olan İslam Araştırmaları Merkezi’nin (İSAM) 2010 senesinde başlattığı bir projedir. Proje, kısaca ifade edilecek olursa, “dinin temel konu ve kavramları hakkında doğru bilgi sunmayı ve İslami İlimler ihtisası olmayan genel okuyucuya günlük İslam bilgisi hakkında rehberlik etmeyi” hedeflemektedir. 8 cilt halinde yayımlanan ve Çince, Rusça gibi muhtelif dillere tercüme edilmesi düşünülen bu ansiklopedinin ayırt edici yönlerinden biri de, içeriğinin infografikler ile zenginleştirilmiş olmasıdır. Yakın zamanda tamamlanan bu kıymetli projeye dair merak ettiklerimizi, İSAM başkan yardımcısı ve projenin koordinatörü Tuncay Başoğlu’na sorduk.

Mülakat teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Hocam, TİA’ya dair ilk önce şunu sormak istiyoruz: Neden TİA’ya ihtiyaç duyuldu? Neden başka bir proje değil de TİA?
Aslında birçok proje var. Tabi İSAM benzeri bir kurum çok fazla olmadığı için, birçok şey İSAM’a teklif ediliyor ve İSAM’dan bekleniyor. Ama Temel İslam Ansiklopedisi’nin özel bir durumu var: Bu proje, Rusya Müslümanlarından gelen bir teklif üzerine gündeme geldi. Rusya Müslümanları 2006-2007 civarındaki görüşmelerde, bizim büyük ansiklopedimizin tercümesini talep etmişler. Fakat onlara “ansiklopedinin henüz tamamlanmadığı ve Rusçaya kısa sürede tercüme edilmesinin mümkün olmadığı, ancak onların temel dini bilgilerle ilgili ihtiyaçlarına cevap verecek daha küçük bir ansiklopedinin hazırlanabileceği” söylenmiş. Başlangıçta bu, mevcut ansiklopediyi özetleme şeklinde düşünülmüş. Ancak belirli sayıda madde yazıldıktan sonra, Eyyüp Said hoca ve Ali Hakan hoca gibi arkadaşlarımız bu konuda bir rapor hazırlayarak özetle şu kanaate ulaşmışlar: Biz bu ansiklopediyi, muhatap kitlemize göre yeni bir üslup ve çerçeve ile hazırlamalıyız. DİA’nın özeti olarak hazırlarsak, bu ihtiyaca cevap vermeyecektir. Dolayısıyla, dışarıdan gelen bir talep sonucunda onlara göre nasıl bir şey yapmalıyız diye konuşurken, “üslup ve içerik açısından daha geniş bir kitleye yönelik nasıl bir eser hazırlayabiliriz” sorusu gündeme gelmiş. Bu soruya verilen cevap çerçevesinde Temel İslam Ansiklopedisi ortaya çıktı.
Kısaca söyleyecek olursak, bu eserin büyük İslam Ansiklopedisi’ndeki akademik tartışma ve terimlerden arındırılmış, konuların daha anlaşılır bir üslupla işlendiği; lisans düzeyindeki öğrencilerin, genel okuyucunun veya din görevlilerinin, hatta -yabancı ülkeler için düşünürsek- gayrimüslimlerin okuduğu zaman “İslam’da bu terim şu anlama geliyormuş, İslam bu konuda şunu söylüyormuş” şeklinde rahatça anlayabilecekleri bir üslupla yazılmasına karar verilmiş. İçerik olarak ilmî ve delillere dayalı, üslup açısından ise kaynak ve terimlere boğmayan bir özelliğe sahip.
Peki TİA projesinin DİA’dan farkları nedir?
DİA akademik üslupla yazılmış bir metin. Hedef kitlesi de esas olarak ilim adamları. Bu sebeple DİA’da herhangi bir terimle, maddeyle, konuyla ilgili geniş bir tarih anlatımı, uzun uzadıya bir literatür ve konunun tasviri yanı sıra, yer yer tartışma üslubu var. Birçok madde, ansiklopedi maddesi değil de birer makale hüviyetinde. Çünkü birçok DİA maddesi, Türkiye’de ilgili konuya dair yazılan ilk akademik metin durumunda. Bu yönüyle DİA, ansiklopedinin de ötesine geçen bir akademik metin. Bu metin, akademisyenlerin ihtiyacını karşılıyor ancak genel okuyucuyu bilgilendirmede uygun düşmüyor. Hem hacim olarak geniş, hem de dili ve üslubu açısından biraz ağır. Dolayısıyla bizim Temel İslam Ansiklopedisi’nde ulaşmak istediğimiz iki hedef var: Birincisi, DİA gibi akademik bir metin olmaktan ziyade İslam’ın mesajını anlama, kavrama ve yaşama düzeyinde insanlara hitap etmesi. İkincisi de, üslup olarak rahat ve akıcı bir üslubu benimsemesi. Biz bu kavrama ve yaşamayı tedeyyün olarak ifade ediyoruz.
Temel İslam Ansiklopedisi’nde “abdest” maddesini okuyan bir insan abdest alabilsin, nasıl abdest alınacağını ve nasıl namaz kılınacağını öğrenebilsin istiyoruz. DİA’yı okuduğunda bunu yapabileceğini rahatlıkla söyleyemeyiz. Çünkü DİA’da ilgili madde size namazın, haccın, orucun tarihini, delillerini, farklı mezheplerin görüşlerini anlatır ama bu ibadetleri nasıl yapacağınızı oradan çıkarmanız zor olabilir. İkisinin arasında böyle temel bir gaye ve üslup farkı var. Bu yüzden Temel İslam Ansiklopedisi -her ne kadar DİA’dan veya diğer başka kaynaklardan yararlanmış olsa da- yepyeni bir eser olarak, telif bir eser olarak hazırlandı.
Aslında hocam bu sorunun cevabına biraz değindik, ancak biraz daha açmak için sormak istiyoruz. Tanıtım yazısında “TİA’nın özet bir ansiklopedi olmayacağı ve bölgesel ihtiyaç ve beklentiler çerçevesinde yeni maddeler ekleneceği” yazıyor. Özet bir ansiklopedi olmadığını nispeten açıkladınız, ancak bilhassa bölgesel ihtiyaç ve beklentilerden ne anlamamız lazım?
Temel İslam Ansiklopedisi’nde dini anlama, kavrama ve yaşama esas olduğu için, tarih ve kültür ile ilgili maddeleri buraya almadık. İslam devletleri, çeşitli hükümdarlar, mimari eserler gibi maddeler ararsanız, onları TİA’da bulamazsınız. Fakat İslam tarihinin ilk dönemi açısından önemli olan bazı olayları ve kişileri bulabilirsiniz. Mesela Hz. Peygamber dönemindeki olaylara, önde gelen sahabilere bu ansiklopedide yer verildi. Bunun dışında, İslami ilimlere yön veren ve önemli katkıları olan alimler de ansiklopedide mevcut. Başka dillere yayında da, ana gövdeyi oluşturan terimler, kavramlar ve konularda bir değişiklik düşünmüyoruz. Ancak bölgelere göre bazı farklılıklar olabilecek: Mesela ibadetlerle ilgili maddeler genellikle Hanefî ve Şafiî mezhebinin görüşleri üzerinden anlatıldı. Diğer mezheplere ancak bazı maddelerde değinildi. Fakat eserin yayınlanacağı dile göre Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre ilaveler yapılabilir.
Bölgelere göre ikinci bir farklılık, şahıs biyografileri açısından olabilir. Mesela, İslami ilimler tarihi açısından herkesin bilmesi ve tanımasında fayda olacağını düşündüğümüz 200 civarında alime yer verildi. Ancak belirli bölgeler açısından önemli olan alimler de var. Rusya açısından düşündüğümüzde, oradaki Müslümanların kendi tarihlerinde ve İslam anlayışlarında önemli katkıları bulunan kişiler de var. “Bölgesel özellikler” derken öncelikle kastettiğimiz bu. Belirli bölgelerde öne çıkan alimleri o bölgelerle ilgili yayın yaparken ansiklopediye dahil etmeyi düşünüyoruz. İlgili bölgenin dili ile kültürü açısından kavramlar veya konular düzeyinde talep gelirse, o alanda da ekleme veya çıkarma yapılabilir. TİA böyle bir esnekliğe sahip olacak.
Bu projenin Rusça, Çince ve Balkan dillerine tercüme edilecek olmasının sebebi nedir? Neden İngilizce değil de bu dil ve bölgeler?
Aslında bu İngilizceyi önemsemediğimizden değil, bize gelen talepler öncelikle bu bölgelerden olduğu için o diller tercih edildi. İlk talep Rusya’dan olduğu için Rusça ile başlandı. Daha sonra Çince tercüme yapılması yönünde ikinci bir talep geldi. Bu sebeple Rusça’dan sonra Çince tercümeyi gündeme almıştık, her ne kadar bu süreç kesintiye uğramış olsa da her iki dile tercüme edilmesi hala gündemde. Ama bu Avrupa dilleri dışlanıyor, ansiklopedi orada yayınlanmaz anlamına gelmiyor. Ansiklopedi birçok dile tercüme edilebilir.
TİA’da görsel açıdan birtakım yenilikler var mı? Projeye dair infografik açıdan neler söyleyebilirsiniz?
Bu eserin DİA’dan bir farkını daha söylememiz gerekiyor. Eserin rahat kavranabilir, anlaşılabilir, lisans öğrencilerine, din görevlilerine, genel okuyucuya hitap eden bir eser olması hedeflendi diye daha önce de belirtmiştim. Dolayısıyla, öğretici yönünü güçlendirmek için ansiklopediyi infografik çizimlerle – ki biz buna “bilgiçizim” ismini koyduk – desteklemek yoluna gittik. Mesela burada DİA’daki gibi çok sayıda fotoğraf yok. Çünkü DİA’daki fotoğraflar daha çok kültür tarihiyle ilgili fotoğraflar. TİA’da ise, son dönem ulema biyografilerinde fotoğraf kullanıldı. Ancak diğer konularda bol miktarda çizim yapıldı. Bu çizimler de, ilgili konuyu daha rahat anlatmayı sağlayacak, orada derli toplu veremediğimiz bilgiyi çizimle gösterecek şekilde hazırlandı.
TİA’nın Türkçe yayınında 1426 madde, 400’e yakın da çizim var. Tabii bazı maddelerde birden fazla çizim var. Mesela hac maddesini anlatırken 11 civarında çizim yapıldı. Haccın nasıl yapılacağını krokiler veya çizimler üzerinden anlatabilmek için şemalar, grafikler, listeler verdik. Bu yaptırdığımız çizimler, bu yoğunlukta olması açısından Türkiye’de bir ilk olacak.
Daha önce başka bazı eserlerde de çizimler yapıldı. Ama çizimlerin sayısı bu kadar fazla değildi. Bununla amaçlanan hususlardan biri de şuydu: Din kültürü derslerinde, imam hatiplerdeki meslek derslerinde veya ilahiyatlardaki derslerde, burada hazırladığımız çizimler öğretim amacıyla kullanılabilsin. Bu hedefi de gözeterek ansiklopediyi çok sayıda çizimle destekleme yoluna gittik. Eserin ayırt edici özelliklerinden biri de bu olacak.

Son bir sorumuz var hocam. Uzun yılların semeresi olan DİA ve TİA projelerinden sonra – ki zaten başka projeleriniz olduğunu zikretmiştiniz – İSAM’ın şu anda başka hangi projeleri var? İSAM’ın İslam araştırmalarında hangi çalışmaları yapması, ileriki yıllarda nelere yönelmesi lazım?
Gündemde olan, ancak mevcut yoğunluk sebebiyle teşebbüs edilmeyen, niyet ve tasavvur aşamasında olan konulardan bahsetmem uygun olmayabilir; ama kararı alınmış, çalışmaları devam eden önemli projelerden söz edebilirim.
Malumunuz, İslam ansiklopedisinin tamamlanan ilk neşri internet ortamında genel okuyucuya açıldı. Genel okuyucuya açılınca, daha fazla talep ve ihtiyaç gündeme geldi. Bir kere, önümüzdeki yıllarda yapılacak/yapılması düşünülen işlerden biri, ansiklopedi yayınının dijital ortamda geliştirilerek sürdürülmesi. Çünkü internet ortamında sağlıklı dini bilgiye ihtiyaç var. Aslında sağlıklı bilgi ihtiyacı sadece dini alanda değil, tarih, kültür alanlarında da mevcut. Ansiklopedi böyle bir ihtiyacı karşılamaya başladı ve bu alanda daha fazla talep var. Dolayısıyla ansiklopedinin yeni ikinci edisyonunun hazırlanması ve dijital ortamda yayınlanarak bunun geliştirilmesi öncelikli hedeflerden birisi. Ayrıca İslam ansiklopedisi birikimine dayalı olarak İngilizce bir ansiklopedi de hazırlanacak.
Bir başka önemli çalışma alanımız, Erken Klasik Dönem ve İkinci Klasik Dönem projeleri. Bu iki proje ile biz, İslami ilimler tarihinin yeniden yazılmasını, klasik ilmî birikime erişimin kolaylaştırılmasını, bu birikimin kavranmasını, klasik eserlerimizde meknuz bilginin günümüze kazandırılmasını ve bunlar üzerine yeni çalışmalar inşa etmeyi hedefliyoruz. Bunlar sadece Türkiye’de değil, tüm dünyadaki İslam araştırmalarına hitap eden projeler. Bu çerçevedeki projelerin kapsamı geniş ve burada yapılacak çok sayıda iş var.
Devam etmekte olan bir başka proje Araştırmacı Yetiştirme ile ilgili. Bu proje bazı değişikliklerle ileriki yıllarda da devam ettirilmesi gereken bir proje. İSAM geçmişten beri zaten araştırmacı yetiştirme noktasında üzerine düşen görevi yapmaya çalışıyor. İleriki yıllarda bunun devam ettirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Son olarak, ilahiyat fakültelerindeki öğrenciler başta olmak üzere, üniversite öğrencilerine neler tavsiye edersiniz?
Dünya hayatında edineceğimiz meslek yahut tutacağımız yolla ilgili konuşacak olursak, hedef belirlemek ve azimli olmak en önemlisi herhalde. Seçtikleri alanlarda iyi yetişmeleri en önemli tavsiyem. Özellikle ilim yoluna girecek olanlara; fikrî istiklale önem vermelerini, yabancı dil öğrenmelerini, klasik kaynaklarımızı okumalarını ve dini bilgiyi kaynaklara dayalı olarak öğrenmeye çalışmalarını öneririm. Çünkü günümüzdeki bilgi bombardımanı ilim ve hikmet ortaya çıkarmaktan ziyade popüler bir kültür üretiyor ve bu popüler kültür, ön yargılar oluşturuyor; dine, dinin öğrenilmesine engel oluyor, dini perdeleyen ve bilgi diye sunulan inançlar ve kanaatler getiriyor. Bu da insan ile Allah arasında perde oluyor. Bunu kültürel sömürgeciliğin bir devamı ve parçası olarak görüyorum. Bu kültürel sömürgeciliğin farkında olmak ve bunu aşmak da fikri istiklale ve dini kendi kaynaklarından, derinlikli bir şekilde öğrenmeye bağlı.
Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz hocam. Allah razı olsun.
Cümlemizden.
*Ansiklopediye dair detaylı haber için tıklayınız.
**Ansiklopedinin içeriğini incelemek için tıklayınız.