Bizlik Şeyler

Farklı İklimlerde Ramazan: Bangladeş

Batı Trakya ile başladığımız “Farklı İklimlerde Ramazan” serimize devam ediyoruz. Fakültemiz mezunlarından Muhammed el-Emin Mia,* Bangladeş’te Ramazanı yazdı.


Diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi, Bangladeş’te de Müslümanlar, her sene yepyeni heyecanlarla Ramazan oruçlarını tutar, teravih namazlarını kılarlar. Ramazan orucu her Müslüman için aynı olsa da; Ramazan heyecanı her bir ülke, her bir kültür için farklı farklıdır. Diğer her konuda olduğu gibi Ramazan kültüründe de yerlere göre farklılık görülebiliyor. Bugüne kadar üç farklı ülkede; Bangladeş, Türkiye ve Ürdün’de Ramazan ayını geçirdim ve Ramazan ayında bu ülkelerdeki kültürel farklılıkları çok yakından tecrübe ettim. Bugün sizlere, doğduğum ve dolayısıyla Ramazanı en çok karşıladığım ülke, yani Bangladeş’teki Ramazan kültürü hakkında bilgi vermeye çalışacak; buradaki sahur, iftar, teravih, itikaf ve Ramazan ayında tüketilen yemekler gibi noktalara değineceğim. Ancak, yazdıklarımda kendi mahallemde yaşayıp gördüklerime dayanacağını belirtmek isterim. Zira bu kültürel hususlar, şehirden şehire farklılık gösterebilmektedir. Yine de mümkün olduğu kadarıyla lokal değil, genel bir anlatım yapmaya çalışacağım.

Hilali Görmek

Bangladeş’te Ramazan’ın başlangıcı, Kur’an’da bahsedilen ve Hz. Peygamber tarafından takip edilen geleneksel yöntem olan “hilal” görmeye dayanmaktadır. Bangladeş Müslümanları, ülkenin Diyanet İşleri Bakanlığı tarafından kurulan “Ru’yet-i Hilal Komitesi” isimli hilali görme komitesinin kararıyla Ramazan’da oruç tutmaya veya bayram kutlamaya başlarlar. Bangladeş’te, Türkiye’de Diyanet Vakfı’nın gelecek 10 senenin takvimini belirlemesi gibi bir takvim belirlenmez. Takvim, her sene hilale göre belirlenir.

Bangladeş’te genellikle Suudi Arabistan takip edilir, yani Suudi Arabistan’dan bir gün sonra oruç tutulur veya bayram kutlanılır. Çünkü Suudi Arabistan’da hilalin görülmesi, sonraki akşam Bangladeş’te de görülmesi demektir. Coğrafi konumundan dolayı hilali bir gün sonra görebilen Bangladeş, Ramazanı, bayramları ve diğer kandilleri hep birer gün sonra kutlar. İstisnaları bir kenara koyacak olursak, bu gelenek uzun yıllardır devam edegelmektedir. Bir iki şehir hariç bütün ülkede aynı gün oruca başlanır. İstisnai şehirler Suudi Arabistan’ı esas aldıkları için, oruca onlarla beraber, ülke genelinden bir gün öncesinden başlarlar.

Bangladeş’te Ramazan’a Hazırlıklar

Her yerde olduğu gibi, Bangladeş’te de Müslümanlar Ramazan’a özel bir hazırlık yaparlar. İnsanlar, evlerinin genel temizliğini yapar, evin avlusunu ve bahçesini temizlerler. Pazartesi-Perşembe oruçları gibi nafile oruçlarını tutarlar. Özellikle yatılı medreselerde öğrenciler topluca oruç tutarlar. Ben de küçük yaştayken medresede yatılı öğrenci olduğum zamanlarda diğer öğrencilerle beraber oruç tutardım ve Ramazan’a yaklaşırken diğer hazırlıklarımızı yapardık.

Bu münasebetle, her sene Ramazan ayı gelmeden medresede hazırladığımız bir duvar gazetesinden bahsetmek isterim. Her sene Ramazanın bir ay öncesinde sınıflar arasında bir yarışma düzenlenirdi; her sınıf Ramazanla ilgili birer tane “Khush Amdeed” yani “Hoş geldin Ramazan” isimli duvar gazetesi hazırlardı. Öğrencilere yardım edecek danışman hocalar olurdu ve bütün masraflar medrese tarafından karşılanırdı. Yarışmada dereceye giren gruplar ödüllendirilir ve hazırlamış oldukları gazete ise duvarlara asılırdı. Bu yarışmadan başka, Ramazanla ilgili ayetler ve hadisleri ezberleme yarışmaları da düzenlenirdi.  

Ramazan Alışverişi

Bangladeş’te Ramazan’a özel alışveriş yapılır. İftar ve sahur menülerini anlatırken bahsedeceğim yemeklerin malzemeleri, özellikle Ramazanın bir hafta öncesinden alınmaya başlanır. Başlıca malzemeler; nohut unu, patlıcan, muri (patlatılmış pirinç), soğan, leblebi, mercimek çeşitleri, yumurta, şeker, şerbet çeşitleri, hurma, limon, meyveler ve patates şeklindedir. Normal günlere kıyasla bu gıdalar, Ramazanda daha çok tüketilir. Bu sebeple fiyatlarına da her sene zam gelir, ay sonunda ise tekrar normale döner. Örneğin bu sene nohut ve leblebi fiyatında kilo başına 10 taka ve mercimek çeşitlerine 5-10 taka zam geldi. (10 Taka yaklaşık 0.8 TL) Buna rağmen insanlar bu ürünleri tüketirler.

Ayrıca iftar saatinde, özellikle iftar menüsünde tüketilen birkaç yemek çeşidinin alışverişi artar. Bunların başında piyazu (soğan, mercimek gibi değişik sebzelerle yapılır), beguni (patlıcan ve nohut unuyla yapılır), alur chop (patates ezmesi ve nohut unuyla yapılır, burinda (tatlı çeşidi), chula but (leblebi kavurması) ve kebap çeşitleri gelmektedir. Bu yemek çeşitleri genellikle dışarıdan temin edilse de, kendi evinde hazırlamayı tercih edenler de vardır. Ailede benim gibi aşçılar varsa, kimsenin dışarıya çıkmasına gerek kalmaz, her şey evde hazırlanabilir.     

Sahurda Uyandırma Kültürü

Türkiye’de davul çalarak sahur için uyandırma geleneğine benzer biçimde, Bangladeş’te insanları uyandırmak için camilerden ses verilir. Mahalle camilerinde müezzin veya gönüllü kişi, sahur vakti bitmesine kalan dakikaları duyurur ve ilahiler söyler. Vaktin bitişinden yaklaşık bir buçuk saat öncesinden yemek hazırlamak veya ısıtmak isteyen kadınları uyandırmak için duyuru yapılır. Yaklaşık bir saat önce genele duyuru yapılır ve farklı farklı sözlerle insanlar uyandırılmaya çalışılır. Sahur vaktinde herkesi canlı tutmak için mikrofonda farklı farklı ilahiler çalınır. Ayrıca, annelerimiz uyandıklarında komşularının kapılarını çalar ve onları da uyandırırlardı. Eskiden bunlar Ramazanın bir parçası olarak kabul edilmişse de, şimdilerde teknolojinin de etkisiyle bu gelenekleri pek uygulayan kalmamıştır.   

İnsanları uyandırmak için sahur vaktinde Bangladeş camilerinden yapılan bir duyuru

Sahur Hazırlıkları ve Sahur Menüsü

Buzdolabının olmadığı zamanlarda, sahur hazırlıklarımız bugünden farklıydı. Gecelerin uzun olduğu zamanlarda, önceki gün pişirilen yemekler bozulmasın diye sahurda tekrar pişirilirdi. Gecelerin kısa olduğu vakitlerde ise, iftardan sonra yahut gece yatmadan önce  yemekler pişirilir ve sahur vaktinde tekrar ısıtılırdı. Günümüzde ise bu gelenek değişmiştir. Artık evlerde buzdolabı bulunuyor ve insanlar yemeklerini sahur için saklayabiliyorlar.

Sahur menüsüne gelecek olursak, Bangladeş’te sahurda ağır yemekler tüketilir. Yemek menüsünde pilav zorunludur, çünkü pilav ana yemeğimizdir; yanında ise genelde et çeşitlerinden (beyaz, kırmızı et, balık) bir çeşit yemek bulunur. Bundan başka menüde sebze yemekleri, çorba ve farklı ezmeler de bulunur. Bazı kişiler sahurda pilav, süt ya da yoğurt ve meyve (mango) karışımı yemeyi de tercih ederler.

İftar Hazırlıkları ve İftar Menüsü

Daha önce bahsettiğim gibi, insanlar iftarda tüketilen yemeklerin bazılarını dışarıdan getirirler ve bazılarını evde yaparlar. Bazı kişiler de yemeklerin sağlıklı olması ve masrafı azaltması için her şeyi evde hazırlamayı tercih ederler. Ramazanda orucu açarken hafif yemekler tüketilir. Normal günlerde meyve yiyemeyenler de iftarda yemeye çalışırlar. Menüde ise, zorunlu olarak muri (patlatılmış pirinç), chola but (leblebi kavurması), şerbet, hurma bulunur. İsteğe göre piyazu, beguni, alur chop, kebap çeşitleri ve meyve çeşitleri tüketilir. İnsanlar bu yemekleri tüketmek için ortalama 10 dakika harcarlar ve sonra akşam namazına giderler.

Akşam ezanı

Akşam ezanı genelde böyle okunur. Bu ezan, Bangladeşlilerin Ramazanda beklediği bir sestir.

Ramazan ayında mahalle camisinde her gün bir kişi tarafından iftar verilir. İftar vermek isteyen kişi, camide “şu gün ben iftar veriyorum” şeklinde herkesin önünde bunu duyurur ve elinden ne geliyorsa onunla iftar vermeye çalışır. Cami cemaatinden isteyenler camide iftar yapabilir. Ayrıca, imkanı olanlar kendi evlerinde de komşularına ve medrese talebelerine iftar verirler.   

Akşam Yemeği ve Menüsü

Yukarıda da ifade ettiğim üzere, Bangladeşliler iftarlarını hafif bir şeyler yiyerek açarlar. Daha sonra akşam namazını kılar ve asıl akşam yemeklerini namazdan sonra yerler. Bazıları ise teravih namazından sonra yemeyi tercih eder. Akşam yemeğinde genel olarak pilavla beraber et yemekleri, sebze yemekleri, çorba ve çeşitli ezmeler tüketilir. Ekonomik durumu iyi olmayanlar hem iftar hem de akşam yemeğini ayrı ayrı hazırlayamıyorlar, dolayısıyla iftar saatinde yemek yiyenler de vardır.

Ramazanda Çayhane ve Lokantalar

Ramazan ayında küçük çayhane ve yerel lokantaların bazıları işletmelerine açık bir şekilde devam etmiyor. Bazı belediyeler ise bu dükkanların işletilmemesi için önlemler alabiliyor. Ancak bu uygulamalara uyanlar olduğu gibi uymayanlar da mevcut. Bu mekanların önleri perdelerle kapatılır ki, oruç tutmayan veya tutamayanlar içeride çay içer veya yemek yerken dışarıdan başkaları göremesin. Oruç tutamayanlar, ayıp olmasın diye, oruç tutanlardan mümkün olduğu kadarıyla gizlenmeye çalışır. Bazı lokantalar ve çayhaneler öyle kapatılır ki, dışarıdan bakıldığında kimse açık olduğunu söyleyemez. Oruç tutmayan diğer insanlar da Ramazan ayında oruç tutanlara karşı özen gösterirler.    

Teravih

Her yerde olduğu gibi Bangladeş’te de camilerde hem hatimli hem de hatimsiz teravih kılınır. Bir mahalle camisinde hatimsiz teravih kılınırsa yandaki mahallede hatimli teravih tercih edilir ki, insanlar tercihlerine göre teravih kılabilsinler. Genelde Hanefi mezhebi takip edilir ve 20 rekât kılınır. Kadınlar camilere gidemez ama mahallenin içinde herhangi bir evde kadınlar bir araya gelip teravih namazlarını kılabilirler. Bunun için bir erkek hafız çağırılır ve kadınlar onu perde arkasından takip ederler. 

İtikaf

İtikaf hususunda da İslam’ın genel kültürü takip edilir. Her camide en az bir kişi itikafa girer. Diğer kültürlerden farklı olarak, bizde itikafa giren kişiler için her akşam ve sahur yemekleri mahallenin farklı farklı evinden gelir. Sırayla on gün on evden yemek gelir.

Ramazana Özel Davranışlar

Ramazan ayında günlük hayat, normal hayattan çok farklıdır. Bu ayda insanların davranışlarında ufak tefek farklılıklar görülür. Sene boyunca misvak kullanmayan kişiler Ramazanda bol bol misvak kullanır, uzun elbiseler giyer ve takkelerle dolaşırlar. Özellikle ikindi ve akşam ezanı arasındaki vakit çok özel bir vakittir. Bu saatte herkes radyo ve televizyonlarda okunan Kur’an tilavetini dinlemeye çalışır. Ayrıca sokaklarda iftar pazarları kurulur ve isteyen ikindi namazı dönüşü buradan kendi evine iftarlık yemekler götürür. Ramazana has olan bu yenilikler görülmediğinde, Ramazan hiç gelmemiş gibi olur.  

İftar Pazarı

Arefe günü (Çadni rat)

Ramazan ayının sonunda da hilal beklenir. Hilal bulutlardan dolayı gözükmezse, hilali görme komitesi tarafından kesin haber gelinceye kadar beklenir. Haber geldiği an herkes Ramazanın sonuna gelindiğinden emin olur. Arefe günü hilal gözüktüğünde, mahalle çocuklarının bir araya gelip “Kalo gorur Kalo shing, rat puhale eid er din” gibi sloganları söylediğini duyarız. Bunun anlamı “siyah boğanın siyah boynuzu, gecenin ötesinde bayram günü” şeklindedir. Çocukken benim de yaptığım bir şeydi bu. Ayrıca, televizyon kanallarında bayramla ilgili şarkılar çalınır, bu şarkılar eşliğinde çocuklar bayramlıklarını hazırlar ve Hint kınasıyla süslenirler.


*Muhammed el-Emin Mia fakültemizin 2019 mezunlarından olup, şu anda İstanbul üniversitesi İslam İktisadı bölümünde yüksek lisansına devam etmektedir.

**Daha önce kendisiyle yaptığımız bir mülakata ulaşmak için tıklayınız.

Yorum bırakın